17 Mart 2009 Salı

Romantik ve etnik aksesuarlar

Romantik ve etnik aksesuarlar
Mudo Concept'in sonbahar-kış sezonu için yenilenen ürün gamında, markayla özdeşleşen kolonyalist, romantik ve etnik aksesuarların, sıcak ve canlı tonlarda tekstillerin ve deri mobilyaların ağırlığı hissediliyor. Doğu, yine çok yakında kısacası.

Tüm ürünlerindeki ayrıntılarıyla yıllardır yaşadığımız mekânlara ruh katan Mudo Concept'in 2007 sonbahar koleksiyonunda özellikle doğal malzemelerin kullanıldığı, el emeğiyle ortaya çıkan ürünler dikkat çekiyor. Ahşap ve ferforjeden tasarlanan ürünler bu koleksiyonun ağır top arından. Budha bibloları, tütsüler, siniler, duvar panoları, etnik desenli objeler, Uzakdoğu ve Hindistan havasını evlere getiriyor.

Mudo Concept'in bu sene evlere taşıdığı bir başka farklılık ise duvar panolarından, ayaklı tepsilere kadar geniş bir ürün çeşitliliği olan İznik çinili ferforje aksesuarlar.

Ayrıca nostalji ve romantizmden vazgeçemeyenler için oluşturulan country ürünlerde pastel tonların hakim olduğunu görüyoruz; aynalar, kutular, çerçeveler, yeni tasarlanmış fotoğraf albümleri, duvar saatleri ve vazolar 2007 sonbaharında en çok göreceğimiz ürünler arasında.

Her türlü ev aksesuarında önceki yıllara oranla daha fazla kullanılan deri, Mudo Concept dekoratif ürünler koleksiyonundaki yerini yine almış. Hiçbir dönem etkisi azalmayan kırmızı ve siyahın yanı sıra, siyahla gümüşün birlikteliği de markanın 2007 Sonbahar-Kış koleksiyonunda öne çıkmış.

Buna mozaik ürünleri de ekleyebilirsiniz. Kısaca Mudo Concept, her hafta yeni ürünlerin eklendiği ürün gamıyla sezona çok sıkı bir giriş yapmış durumda.

Vazo, biblo, mum, tütsü, t-light'lık, fotoğraf çerçevesi, pano, maket, heykel, saksı, çiçeklik, çiçek, gemici aksesuarları, duvar saati, kutu gibi birçok keyifli ve güzel aksesuarın cenneti yine bu kapı olacak.

16 Mart 2009 Pazartesi

SESKSİ GECELİK TAKIMLARI

MİZAH











GECELİK TAKIMLARI


PMOOD SÜPERZARİF ŞIK SEXİ FUŞİEV ELBSESİ S ML XL


PMOOD SÜPERZARİF ŞIK SEXİ SYH EV ELBSE S M L XL

PMOOD SÜPERZARİF ŞIK SEXİ MOR EV ELBSESİ S M LXL

SON MODA AYAKKABILAR















ŞİFALI BİTKİLER

Acı bakla : Semen Lupini Şeker hastalığına karşı kullanılır.
Acı elma yağı : Salvia Triloba Gaz söktürücü, midevi, ter kesici, idrar artırıcıdır. Haricen yara iyi edici ve antiseptik olarak kullanılır.
Acı yonga : Lignum Quassiae İştah açıcı, kuvvet verici, kurt ve ateş düşürücü
Acıağaç : İştah açar, hazmı kolaylaştırır. Ateşi düşürür. Tükürük ifrazatını arttırır. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenler. Böbrek sancılarını keser, taşların düşürülmesine yardımcı olur. Bağırsak kurtlarını döker. Kanamaları durdurur. Haşarat kaçırıcı olarak da kullanılır. Fazla kullanılacak olursa; baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yapar.
Adaçayı : Mide va bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Boğaz, bademcik ve dişeti iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır. Astımdaki sıkıntıları geçirir. İdrar ve ter söktürür. Banyo suyuna katılıp yıkanılırsa; zindelik verir. Günde, 3 kahve fincanından fazla içilmemelidir.
Adamotu : Zehirli bir bitkidir. Ağrı kesici, yatıştırıcı, cinsel gücü arttırıcı etkileri vardır. Rast gele kullanıldığında zararlı olur.
Ahlat (Yabanarmudu ) : Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarinda, filizi ezilip yaraya sürülür.
Ahududu : Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.
Alıç : Asabi çarpıntıları giderir. Sinir bozukluğunu geçirir. Yüksek tansiyonu düşürür. Aritmide kullanılır. Uykusuzluğu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliği ve göğüs nezlesinde faydalıdır.
Altınotu : Herba Ceterachi İdrar söktürücü ve kabız etkileri vardır. Basura karşı, haricen kullanılır.
Amber : Ambra Grisea Kaşalot balığından elde edilir. Kalbi kuvvetlendirir, iştah açar ve cinsel arzuyu artırır.
Anason : Kullanilan kismi, meyvalari ve yapraklaridir. Meyveleri tamamen olgunlastiktan sonra toplanir ve gölgede kurutulur. Hazmi kolaylastirir. Istahsizligi giderir. Mide ve barsak gazlarini söktürür. Idrar artirir. Migren agrilarini keser. Astim, nefes darligi ve bronsitte görülen sikayetleri giderir.
Anason : Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.
Anason yağı : Oleum anisi Sinir sistemi uyarıcısıdır.
Andız kökü : Radix Helenii Safra söktürücü, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı,kuvvet verici ve kurt düşürücüdür.
Ardıç : Kozalaklari mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.
Ardıç tohumu : Fructus Juniperi İdrar artırıcı, terletici, midevî ve antiseptik özellikleri vardır.
Aslanağzı : Balgam söktürür. Bronşitte rahatlık verir
Asma : Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.
Aspir : Flos Carthami Romatizma ağrılarına karşı etkilidir. Dahilen terletici, kurt düşürücü ve adet getiricidir.
Ayı üzümü : Kuvvet verir. İshali keser. İdrar yollarını temizler. İdrar söktürür. Ateşi düşürür. İdrar yollarındaki taşların düşmesine yardım eder. Prostat büyümesinden kaynaklanan şikayetleri giderir.
Ayrıkotu : Bitkinin etli kökleri çok eskiden beri üriner hastalıklarda kullanılan önemli bir halk ilacıdır. Kökler mesane ve böbrek iltihapları dahil, mesanedeki tas ve kumları düşürmek için kullanılan iyi bir idrar söktürücüdür.
Ayva : İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.
Badem : Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.
Badem : Aci bademin uçucu yagi, iyi bir koku ve tat giderici (balik yagina ilave edilir) ve hafif bir dezenfektandir. Badem tohumlari, badem surubu hazirlanmasinda kullanilir. Çocuklar için iyi bir müshildir. Kremlerin terkibine girer. Meyve kabugu halk arasinda bogaz agrilarina karsi kullanilmaktadir.

BÖBREK HASTALIKLARI BELİRTİLERİ

BÖBREK HASTALIKLARI BELİRTİLERİ

Böbrekler bel omurlarının iki yanında yer alan vücutta çift olarak bulunan ve kandaki istenmeyen zehirli maddeleri idrar yoluyla uzaklaştırılmasını sağlayan bir çift organdır. 2 milyon civarında nefron adı verilen süzme ünitesi mevcuttur. Bunların sayısı yaşlanmayla birlikte doğal olarak azalır. Kalbin dakikada pompaladığı 5-6 litre kanın 1/5'i böbreklerce filtre edilir. Böbrekler vücudun sıvı-iyon dengesini, asit-baz dengesini, kan basıncı(Tansiyon)nın sürdürülebilirliğini ve vücuttaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan ve vücut için zararlı olan zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Böbrekler ayrıca kan yapımı ve kemik mineral yapısı ile ilgili hormonlar başta olmak üzere daha bir çok hormonun yapım ve yıkım yeridir. Bütün bunlardan böbreklerin vücut için hayati önem taşıyan ve yürüttüğü fonksiyonlar sekteye uğradığı takdirde hayati risk doğuran organlar olduğu anlaşılır. Böbreklerden geçen kan filtre edilip organizma için yararlı olan maddeler tekrar kana verilerek, vücuttan uzaklaştırılması zorunlu olan zehirli maddeler idrarı oluşturur. İdrar idrar yolları ile önce mesanede toplanır, daha sonra da işeme yoluyla da dışarı atılır.

Böbrek hastalıklarının çoğu bilinenin aksine son derece sinsi ve ağrısız seyreder. Halk arasında genel olarak idrarın kanlı gelmesi, idrar yaparken yanma ve acıma, belin iki veya tek tarafında yan ağrıları böbrek hastalığı belirtisi olarak bilinir. Böbreklerin işlevlerinin azalması veya kaybolması, ani başlangıçlı (Akut) veya yıllar içerisinde sessizce (Kronik) oluşabilir. Kandaki atık maddelerin atılamayıp birikmesi sonucu bütün organları etkileyen ve komaya kadar gidebilen bir zehirlenme tablosu meydana gelir.

Böbrek hastalıklarının başlıcaları ;

  • Akut veya kronik böbrek iltihabı olarak bilinen Nefritler
  • Taş hastalıkları
  • Ailesel kistik hastalık
  • İdrar yolları iltihapları
  • Tümörleri
  • İdrar yollarının daralması veya tıkanması (Prostat büyümesi)
  • Kalıtımsal bazı böbrek hastalıkları
  • Damarsal böbrek hastalıkları
  • Gebelik zehirlenmesi
  • Romatizmal hastalıklar sonucu oluşan böbrek hastalıkları
  • Viral Hepatit (B,C)ve diğer enfeksiyonlara bağlı oluşan böbrek hastalıkları
  • Hipertansiyon ve Diabet (Şeker) Hastalığı gibi sistemik hastalıklara bağlı böbrek hastalıkları
  • İlaçlara bağlı oluşan böbrek hastalıkları

şeklinde sıralanabilir.

15 Mart 2009 Pazar

9 Mart 2009 Pazartesi

POĞÇA

peynirli poğaça ve hatık



  1. hamur malzemeleri:
    • yarım litre ılık süt
    • 1 paket (kibrit kutusu kadar) yaşmaya
    • 1 paket eritilmiş tereyağı(yoksa margarin)
    • 1 su bardağı sıvıyağ
    • 1 su bardağı yoğurt
    • 2 yumurtanın sarısı
    • 3 yumurtanın beyazı
    • 1,5 tatlı kaşığı tuz
    • aldığı kadar un (yaklaşık 1,5 kg)
  2. poğaça harcı malzemeleri
    • 1 kalıp beyaz peynir
    • 1 yumurtanın beyazı
    • yarım demet maydanoz
    • isterseniz, sucuk, salam, v.b.
  3. üzerlerine
    • 2 yumurtanın sarısı

poğaçanın hazırlanması:
1. yarım litre sütten bir kase ayırın. mayayı bu sütün içinde eritin.

2. erimiş maya, süt, 1 paket eritilmiş tereyağı 1 su bardağı sıvıyağ, 1 su bardağı yoğurt, 2 yumurtanın sarısı, 3 yumurtanın beyazı, 1.5 tatlı kaşığı tuz ve aldığı kadar unu karıştırıp yumuşak bir hamur yapın.

3. hamurun üzerine nemli bir bez örterek serin bir yerde bir saat bekletin.

4. hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparın. bu parçayı avucunuzun içinde açın. ortasına peynirli harçtan veya salamdan koyup ağzını pide gibi büzün. (poğaçalar pişerken açılacakları için ortasını hafif açık bırakın.)

5. iki tepsiyi yağlayın. varsa alt kata koyacağınız tepsiye yağlanmış kağıt serin. (yağlanmış kağıt ısıyı daha uzun sürede geçirdiği alt kattakilerin yanmasını engelliyor) poğaçaların üzerlerine yumurta sarısı sürüp tepsiye dizin.

6. 200C'de üzerleri kızarana kadar pişirin.

19 Şubat 2009 Perşembe

SİGARANIN ZARARLARI

Sigara bir kanser üreticisidir. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) nun yayınladığı son rapora göre , dünya genelinde bütün ölümlerin % 35 'i kanserden ileri geliyor.

Sigara, akciğer başta olmak üzere, gırtlak, ağız , dil, mide oniki parmak, ince ve kalın bağırsak, karaciğer, cilt , göğüs(meme) , rahim ve prostat kanserlerinin , göz ve beyin tümörlerinin çoğunlukla temeldeki sebebidir.

Günde bir paket sigara içen birinin içmeyene göre akciğer kanserine yakalanma ihtimali 20 misli fazladır.

Sigara , kanı pıhtılaştırdığından damar çeperlerini kalınlaştırır. Bunun sonucu damar sertliği ve yüksek tansiyon oluşur. Bu oluşum ; göz , beyin , kalp, karaciğer, böbrek başta olmak üzere bütün damarlarda çatlama , yırtılma ve tıkanmalar yapar. Kan dolaşımı yavaşlar, nabız sayısı artar, solunum yetmezliği görülür. Hafıza kaybı, görme bozuklukları, işitme bozuklukları, felçler, böbrek ve karaciğer bozuklukları hayati tehlikeye atmaktadırlar.

Sigara , hücrelerimize hayat ve enerji veren C ve B vitaminlerinin düşmanıdır.

Sigara , tükürük akımını azaltır, bu da akciğer hastalığına götürür.

Sigara , alınan ilaçları etkisizleştirebiliyor.

Sigara içenlerde hastalık , yara ve ameliyatların tedavi süresi uzun sürüyor.

Günde bir paket sigara içen 20 yılda 5 - 7 kg katran vücuduna depo etmiş olur.

Sigara , dişleri sarartır, cilt güzelliğini ve rengini bozar, göz parlaklığını kaybeder, ses tellerinin ahengini bozar.

Sigara aile bütçesini olumsuz şekilde etkiler, yangınlara sebep olur, çevre kirliliği yaratır.

(Sigara Raporu ,- Türkiye Yeşilay Cemiyeti)

15 Şubat 2009 Pazar

KAL KIRIZINDEN KORUNMAK


Kalp krizinden korunmak ve genetik saati yavaşlatmak mümkün

Prof. Dr. Mehmet Öz, altı gün boyunca GÜNAYDIN okurlarına kalp krizinden korunmanın ve yaşlanmayı geciktirmenin yollarını anlattı. Kaçıranlar için altın değerindeki bilgiler bir arada

Dünyaca ünlü kalp cerrahı New York Columbia Üniversitesi Presbyterian Hastanesi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Öz, uzun yaşamın reçetesini GÜNAYDIN okurlarına verdi. Sağlıklı ve mutlu yaşamın sırlarını anlatan Mehmet Öz'ün önerileri günlük hayat içinde çok rahat uygulanabilecek bilgileri içeriyor.

KALP KRİZİNDEN KORUNMANIN YOLLARI

* Kalp krizi sırasında yaşam şansını artıracak en önemli şey nedir?
En iyisi Aspirin. Etkisi o kadar büyük ki hastaneye gelen yoğun bakıma aldığımız her hastaya veriyoruz.

* Kalp krizleri sabaha karşı ve pazartesi günleri ortaya çıkıyor. Neden? Sabaha karşı kalp krizlerinin arttığını gösteren araştırma İngiltere'de yapıldı, çünkü sabahları vücuttaki hormonlar değişiyor. İkincisi kötü rüyalar bazen her şeyden daha fazla stres yaratıyor. Kalbin üzerinde fazla stres nedeni. Aynı araştırmada en fazla ocak ayında ve pazartesi günü kalp krizi geçirildiği saptandı. Pazartesi günleri diğer günlere göre daha stresli oluyor. Belki de pazar akşamı diyetine dikkat etmemişse, alkolün ölçüsü fazla kaçmışsa bundan da kaynaklanabilir.

* Kalp krizi belirtileri neler? Kalp krizi geçirenlerin yarısı krizi geçirmeden önce hiçbir belirtiye rastlamazlar, ya da en azından hiçbiri belirtilerin farkına varamazlar. Bunun en önemli nedeni kalp krizi değişik yollarla meydana gelir. Ama yine de kalp krizi geçirmeden önce genel ve belli bazı belirtiler vardır, bunlara dikkat edin: l Göğüste şiddetli ağrı, sıkışma l Üst gövdenizde rahatsızlık l Nefes darlığı l Soğuk terleme l Mide bulantısı l Ani aşırı halsizlik, yorgunluk

GENÇ KALMANIN YOLLARI
1. Kalbinizi pompalayın
Aslında vücudunuz doğal bir yağ yakıcısıdır, her zaman kalori yakarsanız, bahçenizle ilgilenirken, kitap okurken ya da banyo yaparken bile kalori yakarsanız. Fakat en sağlıklı olmak için fiziksel egzersiz yapmanız şarttır. Haftada

3500- 6500 kalori arasında yakmanız gerekir. Egzersiz aynı zamanda kan damarlarınızı da güçlendirir. Günde sadece 20 dakika egzersiz yapmak bile kalbinizde, arterlerinizde, eklemlerinizde, davranışlarınızda ve sağlınızda olumlu değişikliklere neden olacaktır.
2. Gerekli ölçümleri yaptırın Kan basıncı (tansiyon) testi: 55 yaşındaki birinin tansiyonu ideal değerlerde beden yaşı takvim yaşından ortalama olarak 9 yıl daha genç olur.
Kolesterol: İyi huylu ve kötü huylu kolesterol değerlerinize dikkat edin. Günde ortalama en az 30 dakika yürüyüş yapın, niasin alın. Her gece bir kadeh içki içebilirsiniz.
Homosistein: Alınan proteinlerin sindirilmesini sağlayan bu maddenin fazlası damar duvarlarında tahribata neden olabilir. Kan testinizde bu değerin 9 mg/dl veya daha az olmasına dikkat edin.
Fiziksel testler: Maksimum kalp hızı: Üç dakika vücudunuzu zorlayacak bir egzersiz yaptıktan sonra, kalp ritminizin hızını ölçün. Yaşınız için öngörülen maksimum değere, yüzde 80-90 oranında ulaşabiliyor musunuz? Maksimum kalp hızı değerini, yaşınızı 220'den çıkararak bulabilirsiniz.
Toparlanma süresi: En ağır egzersizi yaptıktan sonra kalp hızınızı not edin. İki dakika sonra kalp hızınızı tekrar ölçün, yaşınıza göre maksimum değerin en az yüzde seksenine ulaşıyorsa ya da iki dakika içinde 66 veya daha fazla değer düşüş göstermeye başladıysa takvim yaşınızdan en az 5 yıl daha gençsiniz demektir.
3. Çevrenizde iyi ve güvenilir dostlarınız olsun Strese ve depresyona karşı kendinizi koruyun, olumsuz düşüncelerden uzak durun, kronik stres kalbin en önemli düşmanıdır.
4. Kalbinizi besleyin Günde en az bir avuç fındık, fıstık ya da ceviz yiyin. Zeytinyağı ve balık yağı damarlarınızı temizlemek ve iyi huylu kolestrolü yükseltmek için birebirdir. Haftada en az bir kere balık yiyin. Yağlı etten, fındık yağından, tam yağlı süt ürünlerinden ve fast food türü gıdalardan uzak durun.
5. Akrabalarınızı ihmal etmeyin Hem akrabalarınızla vakit geçirir hem de onlarında şikayetçi olduğu genetik rahatsızlıkları öğrenebilirsiniz.
6. Ecza dolabınıza özen gösterin Erkekler 35, kadınlarsa 40 yaşından itibaren kalp rahatsızlarından korunmak için her gün bir tane Aspirin alabilirler. Bedeninizin ihtiyacına uygun bir multivitamin de takvim yaşınızdan 6 yıl daha genç kalmanızı sağlar.
7. Uyuyun Düzenli uyumaya özen gösterin, araştırmalar kadınların günde 7-8, erkeklerin 8-9 saat uykuya ihtiyaç duyduklarını ortaya koyuyor.

BURONJLAŞMAK


Sağlıklı bronzlaşmak mümkün değil, güneş DNA'nızı bozar!

Yaz tatilinin olmazsa olmazı bronzlaşmaktır. Ancak doktorların buna itirazı var: Bir kez bronzlaştıysanız DNA'nız hasarlı olur. Hiçbir şekilde sağlıklı bronzlaşmak mümkün değildir

Yazın sıcakların zararlıetkilerinden kurtulup güneşisağlığınız için kullanmakistiyorsanız bu yazı dizisiniokuyun. En iyi bronzlaşmayöntemleri, seyahathastalıklarından korunmametotları, yaz aylarınıenfeksiyona yakalanmadangeçirmenin en iyi yollarını işinuzmanı doktorlar anlatıyor.Havuzdan ve denizdenbulaşabilecek hastalıklarıbilirseniz önleminizi alabilirsiniz.Orta kulak iltihapları, sarılık veidrar yolu hastalıklarına karşı enkolay tedavi stratejilerinidoktorlar gösteriyor. Yazromatizması, yaz alerjilerine karşıhazırlıklı olun. Yazın nasılbeslenmeli diye merakediyorsanız bu yazı sağlıklıgeçirmenin yöntemlerini sizleriçin araştırdık.

Sağlıklı bronzluk için neler gerekli, 'Hiç mi güneşe çıkmayacağım yoksa' diye merak ediyorsanız sizler için bir ekip soruları yanıtladı. Acıbadem Hastanesi Kadıköy ve Bağdat Caddesi Polikliniği Dermatoloji Uzmanı Dr. Asiye Nesrin Aksoylar, Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan, Dermatoloji Uzmanı Dr. Deniz Duman ve Dermatoloji Uzmanı Dr. Sadiye Kuş sorularınıza yanıt verdi:

* Güneşin yararları neler? Güneş deride bulunan D vitamini öncüsü bir maddeyi aktif D vitaminine dönüştürür. D vitamini vücuttaki kalsiyum dengesini ve kemik gelişmesini sağladığından, özellikle çocuk ve yaşlılar için ölçülü yapmak koşuluyla güneş banyoları yararlıdır. Bazı deri hastalıklarına örneğin sedef hastalığına da güneş ışınlarının yararı olmaktadır.

* Güneş yanığında ilk müdahale nasıl olmalı? Böyle bir durumla karşılaşıldığında, hastanın serince bir yerde dinlenmesi ve sonrasında sık sık serin duşlar alması yararlı olur. İleri durumlarda doktora danışılmalıdır. Yağsız su bazlı yumuşatıcı kremler, gerekirse kortizonlu krem veya merhemler ve ağrı kesiciler kullanılması yararlı olabilir. Yoğurt, olur olmadık kremler yanığın yaraya dönüşmesine yol açar.

EGZAMA DA YAPABİLİR

* Güneşe çıkmadan önce cilt temizliğinde neler yapılmalı?
Güneşe çıkmadan önce ve diğer zamanlarda da düzgün bir cilt temizliği gereklidir. Normal zamanlardan daha kapsamlı bir cilt temizliği her zaman gerekli olmasa da alkolsüz ve parfümsüz temizleyiciler kullanmak daha uygundur. Güneşli havalarda en çok dikkat edilmesi gereken, deri üzerine parfüm, deodorant gibi ürünlerin sürülmemesi, bu tarz ürünlerin daha çok kıyafetler üzerine sıkılmasıdır. Eğer aksi yapılırsa deride bazı lekelenmelere, bazı kızarıklık kaşıntı gibi belirtileri olan egzama grubu hastalıklara neden olabilir.

* Güneş alerjileri nasıl ortaya çıkar? Güneşin erken dönemdeki zararlı etkilerinden biri de polimorf ışık reaksiyonu, kurdeşen gibi hastalıkları ortaya çıkarmasıdır. Alerjik kökenli bu reaksiyonlar; güneş gören vücut bölgelerinde (yüz, kollar ve boyun gibi) kızarıklık ve kaşıntılı döküntüler şeklinde görülür.

* Cilt kanserleri nasıl oluşur, güneş etkili midir? Uzun ve yinelenen güneşte kalmaların yıllar içinde doğurabileceği en önemli sonuç, deri kanserleridir. Deri kanseri vücudun hiç güneş almayan bölgelerinde de görülmekle birlikte çoğunlukla açık kısımlarda görülmesi, güneşin rolünü gösteren bir bulgudur. Deri kanserlerinin büyük kısmının seyri nispeten iyi olmakla birlikte pigment üreten hücrelerden kaynaklanan Melonom, bilinen en kötü kanser türlerinden biridir. Giderek büyüyen ya da yeni ortaya çıkan ben ya da lekeler için doktora danışılmalıdır. Çocukluk döneminde korunmasız bir şekilde güneşe maruz kalındığında ileride cilt kanserine yakalanma riski daha da artar. Bu nedenle özellikle çocukların korunma olmaksızın güneşe çıkmaması gerekir.

* Ciltte güneşin etkisiyle oluşan kahverengi lekelerin nedenleri nelerdir? Tedavisi nasıl yapılır? Güneşin etkilerinden biri de vücutta kahverengi lekeler oluşmasına neden olmasıdır. Bunlar genel sağlık açısından önem taşımazlar, ancak görünümleri rahatsızlık vericidir. Etkili bir güneş koruyucu kullanmanın yanı sıra, hidrokinon gibi pigment üretimini durduran ve meyve asitleri gibi soyucu özellik taşıyan ilaçlar alınabilir. Ancak kesin sonuç almak her zaman mümkün olmayabilir. Güneşin uzun sürede verdiği zararlardan biri de deri yaşlanmasıdır. Doğal yaşlanmaya ek olarak güneşin yol açtığı kırışıklık, lekelenme ve deri yapısında kabalaşma ortaya çıkabilmektedir.

CİLT TİPİNE GÖRE KORUMA

* Cilt tiplerine göre güneşten korunma nasıl olmalı?
Çocuklar, yaşlılar, kalp hastaları, hipertansiyonu bulunanlar ve bazı cilt tiplerine sahip olanlar güneşten daha çok etkileniyorlar. Doğal olarak bu kişiler ek korunmaya daha çok önem vermeleri gerekiyor. Deri tipleri, yaz güneşinde ortaya çıkan kızarıklık ve bronzlaşabilme özelliğine göre belirleniyor.
Tip 1: Her güneşlenmede kızaran asla bronzlaşamayan.
Tip 2: Her zaman kızaran, bazen bronzlaşan. Tip 1 ve Tip 2'de olanlar, genellikle sarışın, mavi gözlü ve beyaz tenlidirler ve genellikle yazın öğle güneşinde 10-20 dakikada güneş yanığı alabilirler.
Tip 3: Bazen yanan, genellikle bronzlaşan.
Tip 4: Çok az yanan, çabucak ve her zaman bronzlaşan.
Tip 5: Koyu renk olanlar (Kızılderililer gibi).
Tip 6: Zenciler. Tip 1 ve Tip 2 olanlar, yaşlılar, çocuklar ve güneşe duyarlı hastalığı olanlar, yazın her gün güneş koruyucu kullanmalıdırlar. Tip 3 olanların da uzun güneşlenmelerde koruyucu kullanmaları gerekir. Tip 4, 5 ve 6 olanların ise koruyucu kullanmaları gerekmez.

* Sağlıklı bronzlaşmak için ne yapmak gerekiyor? Bronzlaşmak DNA hasarının bir göstergesidir. Bir kez bronzlaştıysanız DNA'nız hasarlı olur. Hiçbir şekilde sağlıklı bronzlaşmak mümkün değildir.

* Güneş benleri etkiliyor mu? Benler sayıları kalıtsal olarak belirlenen, çocuklukta çıkmaya başlayan, ergenlik döneminde kahverengiye dönüşen cilt lezyonları olarak adlandırılıyor. Benler cilt kanserlerine sebep olabiliyor. Benler birden ortaya çıkarsa, hızla büyür ve kabarıklaşırsa, içinde farklı renk tonları varsa, sınırları düzensizse veya kaşınıyorsa mutlaka bir dermatolog tarafından muayene edilmelidir.

LAZER EPİLASYON

Lazer epilasyon
Lazer Epilasyon

Çağımızın modern epilasyon yöntemi Lazer epilasyondur. Dalga boylarına göre farklı lazer tipleri ve cihazları mevcuttur. Bunlar alexandrite, diode, nd yag ve ruby olarak isimlendirilmektedir. Kıl yapısı, cilt rengi ya da uygulama yapılacak vücut bölgesine göre farklı lazerlerin kullanılması başarıyı artırmaktadır. Olası yan etki riskini azaltmaktadır. Bazı durumlarda ise ıpl ya da mavi ışık gibi foto epilasyon yöntemleri tercih edilebilmektedir.

Alexandrite, diode lazerler ile mavi ışık, IPL (fotoepilasyon) yöntemleri merkezlerimizde bulunmaktadır. Uzmanlarımız merkezlerimizde cilt tipi, kıl rengi, yapısı ve uygulanacak vücut bölgesine göre size en uygun lazer tipini seçerler.

Daphne”nin farklı lazer ve ışık sistemlerini bünyesinde bulundurmasının sebebi bilimsel yayınlarda farklı cilt tiplerinde, farklı kıl tiplerinde ve farklı vücut bölgelerinde farklı lazer sistemlerinin daha başarılı olduğunun gösterilmiş olmasındandır.

Teknolojiyi, bilimsel yayınları yakından takip eden bir ekibe sahibiz ve bu nedenle farklı dalga boyundaki lazer ve ışık kaynaklarını merkezlerimizde kullanmaktayız.

Başarılı sonuç için Lazer epilasyon uygulaması Cilt rengi ve kıl yapısına en uygun lazer tipi ve dozunun seçimi ile başlamalıdır.

Lazer epilasyon
Bazı vücut bölgelerinde ve bazı cilt ve kıl tiplerinde tiplerindeinde alexandrite lazerleri tercih ediyoruz. Alexandrite tipi lazerlerin dalga boyu 755 nm dir.

Alexandrite lazer dalga boyu kıla rengini veren melanin ismindeki boya maddesi tarafından iyi emilir. Pulse denen özelliği long pulsed olan cihaz cildin korunmasında önemlidir. Bu özellik güvenli uygulama olanağı sağlar. Pulse özelliği yeni kuşak lazerleri eskilerinden ayıran en önemli farklardan biridir.

Lazer epilasyon uygulaması sırasında cilt soğutulmalıdır. Bu uygulama ciltte problem oluşmasını önler. Cilt, lazer epilasyon esnasında korunmuş olur ve acı hissi azaltılır. Bizim kullandığımız alexandrite lazer sistemine ilave edilmiş bir cihaz sayesinde aktif soğutma yapılmaktadır. Burada kullanılan materyal hava soğutma sistemi olarak bilinmektedir.

Lazer epilasyon artan bir insan kitlesi tarafından istenmeyen tüyler için tercih edilir hale gelmiştir.

Lazer epilasyon yönteminin başarısı şunlara bağlıdır; uygulanan vücut bölgesi, cilt tipi (cilt rengi), kıl kalınlığı, kıl rengi ve hormonal bileşenler. Lazer epilasyon, tüm bunlar dikkate alındığında vücut bölgeleri için ortalama 6 seans da başarıyla kıl yoğunluğunu ve/veya kalınlığını azaltmaktadır. Yüz bölgesinde seans sayısı kişiye ve hormonal problemine göre farklı olabilmektedir. Ortalama 10 seans gerekebileceği kabaca söylenebilir.

Lazer epilasyon uygulaması sırasında hafif ağrı olabilir. Bu ağrı çamaşır lastiği çarpma hissi gibi, karıncalanma ya da hafif iğne batması şeklinde tarif edilmektedir.

Bugün lazer epilasyon nazik, modern ve uzun süreyle tüyleri azaltan ya da yok eden epilasyon çeşididir denilebilir.

LAZER EPİLASYON ÖNCESİ NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
En az 1 ay öncesine kadar ağda, depilasyon gibi kılları kökünden koparan işlemleri yapılmamış olmalıdır. Lazer epilasyon seansında etkinin en iyi olabilmesi için kıllar kıl kökünde olmalıdır. Yani anagen denilen aktif büyüme evresinde olmalıdır. Lazer epilasyon seansından en az 1 ay öncesine kadar güneş banyosu amaçlı güneşlenilmemiş ve solaryuma gidilmemiş yani kısaca bronzlanılmamış olmalıdır. Yakın zamanda yapılmış kısa süreli bir güneş banyosu bile seansı yapacak kişiye bildirilmelidir. İlk seans ya da test seansı öncesi kıllar traş edilmeden görülmelidir. Kıl yapısı değerlendirilir gerek görülürse sonuç takibi için fotoğraf çekilebilir. Sonraki seanslarda 3 gün önceden traş yapılabilir.

LAZER EPİLASYON TEST UYGULAMASI NEDİR?
Uzmanlarımız gerekli gördükleri bazı kişilerde ya da isteyenlere test atışları yaparlar. Bu bazı durumlarda doz tespiti ya da kişinin lazer ile tanışması açısından avantaj sağlayabilir korkuları yenebilir.

LAZER EPİLASYON İÇİN HAZIRLIKLAR NELERDİR?
İlk görüşme öncesi hiçbir uygulama yapmadan doktorumuzun kılları görmesinde fayda vardır. İlerleyen seanslarda Lazer epilasyon uygulamasından 3 gün önce bölgenin evde uygun şekilde jilet ile traş edilmesi vakit kaybını önler. Lazer epilasyon uygulanacak alana lokal anestezik krem uygulaması nadiren gerekir. Etkin soğutma uygulanabilirse genellikle anestezik maddeye çoğunlukla gerek kalmaz. Ağrı eşiği çok düşük olan kişilerde lokal anestezik kremler 1 saat öncesinden strech film kapatılarak uygulanırsa ağrıyı azaltır.

LAZER EPİLASYON NASIL YAPILIR?
Lazer epilasyon yapılacak alan traş makinası ya da jilet ile kısaltılır. Alexandrite lazerlerde genellikle traş makinası tercih edilir. Kullanıcı ve uygulanacak kişiye lazer ışınlarından gözleri koruyan gözlükler takılır. Gözlüksüz işlem yapılmamalıdır. Sonra kullanıcı el aleti yardımı ile lazer uygulamasına başlar. Lazer epilasyon cihazları ışık enerjisini bir el cihazı yardımıyla uygularlar. Lazer makinası içinde oluşan lazer ışığı el aleti ile cilde ulaştırılır. Lazer epilasyon sırasında el cihazı yardımı ile tekrarlayan lazer atışları cilde uygulanır. Her lazer atışı ciltte belli bir alanı tarar. Bu lazer atışı sonrası kıl kökü ısı ile tahrip olur. Bu sayede uygun dönemde olan kıl kökleri yeni kıl üretme fonksiyonunu tamamen yada kısmen uzun süreli olarak kaybeder.

LAZER EPİLASYON SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Lazer epilasyon seansından sonra hafiften koyuya kadar değişen bir kırmızılık ve kıl etrafında hafif bir şişlik yani ödem oluşur. Lazer epilasyon seansı sonrası oluşan bu reaksiyon genellikle 1–2 saat içinde azalarak yok olur. Bazen 1–2 güne kadar da uzayan hafif kızarıklık olabilir. Bu bölgesel reaksiyon için nemlendirici kremler çoğunlukla yeterli olur. Lazer epilasyon uygulanan kişilere, Lazer epilasyon uygulaması sonrasında dikkat edecekleri hususlarla ilgili detaylı bilgi verilir. Lazer epilasyon uygulaması yapılan bölgenin 2 hafta boyunca güneş ışığına maruz kalmamasını ya da güneş banyosu yapılmamasına dikkat edilmelidir.

LAZER EPİLASYON ZARARI VARMIDIR?
Bazı hassas ve koyu ciltlerde ya da yüksek enerjili Lazer epilasyon seanslarında ciltte yüzeysel kabuklanma oluşabilmektedir. Genellikle kabuklanma günler içerisinde düzelir ve deri normale döner. Nadiren bu kabuklanma sonrasında deride renk değişikliği dediğimiz açılma (hipopigmentasyon) ya da koyulaşma (hiperpigmentasyon) oluşabilir. Etkilenen kişilerin çoğunda deri 4–6 ay içinde normale döner. Bazen bu süre uzayabilir ve nadiren kalıcı olabilir. Skar dokusu denilen deride iz oluşumu çok nadirdir ve ciddi derecede yanık oluştuğu durumlarında görülebilir. Bu problemler nadir görülen durumlardır.

LAZER EPİLASYON İÇİN NEDEN BİRDEN FAZLA SEANS GEREKLİDİR?
Lazer epilasyon uygulanan vücut bölgesine göre seans sayısı değişmektedir. Yüz bölgesinde seans sayısı ortalama 10 dur. Kıl kökünün bir kısmı vücut bölgesine göre değişmekle birlikte dinlenme zamanındadır. Lazer epilasyon seansı sadece uygulanan bölgedeki aktif büyüyen tüylerin köklerine etki edebilmektedir. Dinlenme halindeki kıl kökü lazer epilasyon uygulamasından etkilenmemektedir ya da çok az etkilenmektedir. Bu yüzden bölgeye göre değişmekle birlikte 1–2 ay aralıklarla tekrarlayan uygulamalar yapılmak zorundadır. Çoğunlukla 1–2 ay arayla yapılan 6 uygulama sonuç için yeterlidir. Bu yolla uygulanan ve yukarda sayılan özelliklere göre değişmekle birlikte kıl miktarı anlamlı derecede azalmaktadır.